Mehmet Akif AKKUS

Bayramda Dayak Yemek

25 Sep 2015

Aman Allahım, bu da mı başıma gelecekti. Evet yanlış duymadınız bayramın tam 2. gününde bir işyerinden iş yeri sahibi tarafından yumruk yiyerek yaka paça dışarı atıldım. Nasıl mı oldu?

Genelde memleketine gidemeyen yabancı uyruklu arkadaşlarımı bayramda memleketime davet ederim. Hani Kurban bayramı müslümanların dünya genelinde kutladığı bir bayram olması dolayısıyla bizleri birleştiren bir ortaklıktır. Yine bir arkadaşım gelmiş, memleketi Filistin, -zaten işgal altındalar, kendi memleketlerinde bile huzur yok- işte Osmaniye’nin de merkezi sayılan bir yerde -yani çarşı diyelim ona- gezdiriyorum. Buraya özgü bir şeyler yedirmek niyetindeyim. Bici bici, şalgam, Adana-kebabı ve Osmaniye’ye özgü tatlıları çarşıda bulmak mümkün.

Olay:

Neyse bu şeklide çarşıda ilerlerken gözüm küçüklüğümden beri ufak tefek eşyalar aldığım bir dükkana takıldı. Arkadaşıma da bu şekilde tanıttım. Tamamen gereksizlik içeri girdik, öyle bir ihtiyacımız felan olduğundan vs. değil. Ankara’da bol yağan yağmurlardan olsa gerek arkadaşımın gözü şemsiyelere takıldı. Fiyatlarının 12 lira olduğunu öğrendikten sonra pazarlık yapıp 10 liraya ürünü satın aldık. Buraya kadar her şey yolunda, hiç bir problem yok!

Ne olduysa olay çıkmadan benim bir kaç daha ürüne bakmamla başladı. Tam o sırada o ana kadar orada olmayan yabancı birisi gelip arkadaşımın ürünü içinde bulunduran poşetinden şemsiyeyi aldı (gasp etti diyeyim).

– Adam: Bu 10 TL olmaz bunun fiyatı 35 TL

– Ben: Abi olabilir. Biz bunu satın aldık, sen başka birisinin poşetinden bir şey alamazsın. Geri istiyorum yoksa sizi polise şikayet edeceğim.

Deyince adam bu söylemimden pek hoşlanmadı. Yüz ifadeleri benim ciddi olduğumu şaka yapmadığımı anlamıştı.

Adam: Alacaksan 35 TL dedi. Ben: “Ürünümü istiyorum. Bir hata varsa ürünün gerçek fiyatını bilmeyen tezgahtarındadır. Alacaksan aradaki farkı ondan alacaksın” dedim. Bu sırada “lan lun” şeklinde konuşup adamı daha da kızdırdım. Her ne kadar “ben sana bir şey dedim mi?” deyip kaba konuşmadığını ima etse de “Ben ne diyeceksin ki daha, elimdeki ürünü gasp ettin, Senin yaptığın hıyarlıktır!” deyince ve elimdeki ürünü tezgahın üzerine fırlatınca olan oldu. Arada birileri olmasa salladığı tüm yumruk ve tekmeler üzerime gelecekti. Yaka paça mağaza görevlilerinin oluşturduğu koridor sayesinde dışarı çıkarıldım. Çıkarken en sonki yumruk kafamın arkasına isabet etti. Arkadaşım içeride kalmıştı. Çok endişelendim. Arkadaşım içeride adamı konuşarak sakinleştirmiş, ona bir şey yapmamışlar. Ona bir şey olacağından hatta linç edeceklerini düşünüp çok korkmuştum, Neyse ki hiç bir şey olmadan sakince çıktı. Bize hadi gidin şeklinde el kol hareketi yaptılar ve olay mahalinden uzaklaştık.

Sonuç:

Haksızlık karşısında sessiz kalmayı o haksızlığın yapılmasından daha aşağılık buluyorum. Bu benim hayat felsefem. (Daha önce sayısız kez mağaza görevlileriyle, kasiyerlerle tartışmışlığım var. Ama ilk defa dayak yiyorum 🙂 ). Sessiz kalmalar güç, otorite, mal sahibi vs. insanları inanılmaz motive ediyor. Benim baş kaldırışım bunadır. Yoksa memleketimi, insanlarını çok seviyorum.

Sonumuz hayrolsun.. 25.09.2015 Akif