Mehmet Akif AKKUS

Garmin Forerunner 220 Koşu Saati Değerlendirmesi

23 Nov 2014

Koşu saatim hakkında arkadaşlarımdan gelen bazı sorular üzerine bir yazı yazmanın mantıklı olabileceğini düşündüm. Garmin FR220’yi Eylül ayından bu yana yaklaşık 3 aydır kullanıyorum. Tecrübelerimi sizlere aktarayım.

Öncelikle koşu sporuna yeni başlayan birisi olarak kendime motive etici unsurlar arıyordum. Bu, haftalık bana eşlik edecek benim gibi bu spora hevesli biri olabileceği gibi, bu tip elektronik bir cihaz da olabilirdi. Daha başka yaptığım aktiviteler bir kişi ile düzenli ortak bir vakit oluşturmanın çok güç olduğunu göstermişti (5-6 + ay boyunca her hafta, ya da haftada bir kaç kez ayrılan bir saatten bahsediyorum). Etrafımda düzenli spor yapabilen insanlara, bloglara danıştım. Sonuçta: iyi para vererek bir çok açıdan doyurucu istatistiki bilgiler verebilen bir koşu saatinin faydalı olabileceğini düşündüm.

Öncelikle yazının geri kalan kısmında saat ile alakalı teknik bilgiler ve ardından neden bir çok saat arasından buna karar verdim, bunlara açıklık getirmeye çalışacağım. Bildiğiniz gibi saat kelimesi, ölçüm yapan bir çok cihazın ortak ismi haline gelmiştir (su saati, basınç saati vs.). Bunun gibi koşu saati de, koşunuzla alakalı (toplam süre, tur süresi, uzunluk, kalp ritmi gibi) bilgileri size sunan cihazların adı haline gelmiştir. Eğer başlıkta bahsi geçen saat hakkında detaylı bilgiler almak istiyorsanız yazının geri kalan kısmını okumaya devam ediniz. Bu arada koşu sporuna yeni başlayan birisi iseniz, bir çok incelediğim koşu blogları arasından Mert Derman Bey’in koşu günlüğünü okumanızı öneririm.

Saatin özelliklerini ana hatlarıyla toplamak gerekirse (devamı gelecek):

Saat hakkında ekstra detaylı inceleme DcRainMaker adlı sitede mevcut. Diğer saatlerle karşılaştırmadan tutun da örnek antrenmanlar ve saat üzerindeki sonuçlarına ulaşabilirsiniz.

Soru1: Akıllı telefonlarda da strava, endomondo gibi programlarla da yapılan koşuyu kayıt altına almak ve istatistiki bilgileri elde etmek mümkünken neden böyle bir saat kullanasın?

Bu soruya bir kaç maddede cevap vermek mümkün. Şöyle:

  1. Taşıma zorluğu. Koşu esnasında vücudun daha rahat hareket etmesine imkan verecek kıyafetler giymek istersiniz. Telefon kullandığınızda yaklaşık 150 gr. ağırlığında bir cismi en iyi ihtimalle kol bandı ile taşımak durumunda kalırsınız. Bu da ister istemez hareketinizi kısıtlar. Zaten spor esnasında çok önemli bir telefon görüşmesi yapmayı düşünmüyorsanız telefonunuzu yanınıza almazsınız. Daha rahat spor yaparsınız.
  2. Pil ömrü. Akıllı telefonlar ister istemez aynı anda arka planda bir çok uygulama çalıştırır. Buna bir de sizin koşu takip programınız eklenince pil ihtiyacı gittikçe artar. GPS bilgisi ile beraber genellikle internete bağlı olma ihtiyacı pil ömründen oldukça götürür. Normalde bir gün size yetebilen şarjın gün içinde bitmesi an meselesidir. Konu edilen bu saat sürekli 10 saatlik bir koşuyu kaydedecek pil ömrü vaat ediyor. Bu günde 2 saat koştuğunuzu varsaydığınızda tek şarjla 5 koşu demektir. Kısaca; telefonunuzun şarjını tüketmezsiniz.
  3. Saat işlevi. Eğer benim gibi kolunuzda saat kullanmayı seviyorsanız, günlük bir saat gibi kullanabilirsiniz. Eğer halihazırda bir saatiniz varsa da değişmeli olarak kullanabileceğiniz alternatif bir saatiniz olmuş olur.

Soru2: Böyle bir saati nereden satın alabiliriz? Türkiye’de çok pahalı.

Evet maalesef. Teknoloji üretmeyen bir toplum olduğumuzdan bu konuda da yurtdışına bağlıyız ve bir şekilde bir aracı firmadan almamız veya birisinin gidip getirmesi gerekmekte. Türkiye fiyatları 950 tl dolaylarında seyreden ürün aslında 240$. Bu da 530 tl civarına geliyor. Vergiler ve üzerine konan kar ürünün fiyatını 1000 tl gibi fiyatlara yaklaştırıyor. Tavsiyem: Normal yollarla sipariş etmek yerine, giden gelen birisi ile aldırmak veya bir tanıdığınızdan hediye (ing. gift) olarak göndermesini istemek. Bu sayede ürün kargo giderleri dışında hiç bir ekstra fiyat olmadan gelebilir.